Kaynaklar, rejimin Tarım Bakanlığı’nın, arazileri ekeceğini ve getirilerini alacağını iddia ederek tarım arazilerine el koyduğunu söyledi.
Al-Watan gazetesinin aktardığına göre İdlib Valisi Thaer Salhab, “Yatırım için teklif edilen topraklar ‘gizli olanların’ topraklarıdır” dedi.
Ele geçirilen toprakların, “statüleri rejim tarafından belirlendiğinde” yerinden edilmiş kişilere iade edilebileceğini söyledi.
Benzer şekilde, geçen yıl, evlerinden zorla çıkarılan Suriyelilerin, aile çiftliklerinin Esed rejimine bağlı yandaşları tarafından ele geçirildiğini öğrenince şok oldukları bildirildi.
İnsan hakları grupları ve hukuk uzmanları, rejim güçleri tarafından geri alınan kuzeybatı Suriye’deki bazı bölgelerdeki yerel yetkililerin verimli topraklara etkili bir şekilde “el koymak” ve muhalifleri cezalandırmak için açık artırmalar düzenlediğini söyledi.
İdlib 2015’te rejim kontrolünden çıktı. Ancak rejim güçleri, İdlib’i gerilimi azaltma bölgesinin bir parçası olarak tanımlayan Astana anlaşmalarına rağmen, Rusya ve İran’ın desteğiyle 2017’den bu yana ildeki düzinelerce köy ve kasabayı geri almayı başardı.
Batı’nın yaptırımlarıyla birleşen derin bir ekonomik krizle boğuşan Şam, tarımsal üretimi artırmak için verimli topraklardan yararlanmaya çalışıyor.
Esed rejimi yıllarca Suriye halkının ihtiyaçlarını ve güvenliğini göz ardı etti, sadece daha fazla toprak kazanımı ve muhalefeti ezdi. Rejim bu amaçla yıllardır okul, hastane ve yerleşim alanları gibi hayati önem taşıyan tesisleri bombalayarak ülke nüfusunun neredeyse yarısının yerinden edilmesine neden olurken, hayatlarını zorlaştıracak politikalar benimsiyor.
Uluslararası Af Örgütü de dahil olmak üzere insan hakları grupları, eski muhalefet kalelerindeki arazi kamulaştırmalarını kınadı.
