Frankfurt’un yeni Emniyet Müdürü Stefan Müller ve Emniyet Müdür Yardımcısı Christian Vögele’nin de tanıtılmasıyla başlayan etkinliğe katılan göçmen kökenli Frankfurt sakinleri ve cami derneklerinin temsilcileri hem emniyet güçleriyle hem de uzun yıllardır Frankfurt Emniyet Müdürlüğü’nde ‘Göç Sorumlusu’ olarak görev yapan Nesrin Tavasolli ve Nassif Khalil ile doğrudan görüşme, polis teşkilatının yapısı ve çalışması üzerine sorularını iletme şansı buldular. Emniyet Müdürü Stefan Müller, burada yaptığı konuşmada, “Frankfurt Emniyet Müdürlüğü, 4 bin 100 çalışanı olan bir kurum. Bu kadar insan içinde hata yapanlar olabilir. ‘Polis hata yapmaz’ diye bir anlayışımız olamaz. Hataları kabul etmeli, hatalarından öğrenen bir kurum olmak istiyoruz. Personelimizin hem kendi aralarında hem de topluma yönelik hizmetleri sırasında çok kültürlü yaşamın gereklerine uygun davranmasına önem veriyoruz. Bu amaçla kurum içi ve kurumlar arası toplantılar düzenliyoruz” dedi.
SORUMLULUĞU MÜLLER ÜSTLENDİ
Mesleğe Frankfurt’ta başlayan Müller, son olarak Hessen’in başkenti Wiesbaden Emniyet Müdürü olarak görev yaptı. Frankfurt ve Wiesbaden, geçen yıllarda Alman Polisi’ne güvenin büyük ölçüde sarsılmasına neden olan ‘NSU 2.0’ skandalının ortaya çıktığı iki kent. İki şehirde bazı polis karakollarındaki bilgisayarlardan elde edilen gizli adres bilgileri aşırı sağcıların eline geçmiş, aralarında Türkiye kökenli avukat Seda Başay-Yıldız’ın da yer aldığı çoğu kadın hukukçu, siyasetçi ve sanatçıya ‘NSU 2.0’ imzalı ölüm tehdidi içeren mektuplar yollanmıştı. Polis memurları ifade vermeyi reddettikleri için aydınlatılamayan bu skandal, söz konusu polislerden bir bölümünün de mektupları yazanlar arasında yer alabileceği kuşkularına neden oldu. ‘NSU 2.0’ skandalının avukat Seda Başay Yıldız tarafından ortaya çıkarılması üzerine yürütülen soruşturma sırasında çok sayıda polis memurunun aktif üyesi olduğu aşırı sağcı sosyal medya platformlarının varlığı gündeme gelmiş, bu kapsamda bazı polisler açığa alınmış, bazıları hakkında disiplin, bazıları hakkında da adli soruşturmalar başlatılmıştı. Bu sırada Hanau’da 19 Şubat 2020 tarihindeki katliamda görev alan Frankfurt Emniyet Müdürlüğü’nün Özel Harekât Birimi içinde de aşırı sağcı polislerin varlığı ortaya çıkınca, eleştiriler üzerine feshedilen birimin yeniden yapılanmasının sorumluluğunu Müller üstlenmişti.
KARIŞMAYA HAKKIM YOK
Emniyet Müdürü Stefan Müller, kendisine ‘NSU 2.0’ skandalına karışan polis memurlarıyla ilgili sorularımıza, bu konuda halen bir adli soruşturmanın devam ettiğini belirterek yanıt vermedi. Müller, görevleri itirabıyla bu konudaki tüm bilinmeyenleri açığa çıkarmakla görevli polislerin, haklarında kuşku olmasına rağmen yargı karşısında ‘susma hakkı’na sığınmalarını, bir polis şefi olarak nasıl karşıladığına dair sorumuz üzerine “Bu maalesef onların da hakkı. Buna karışmaya hakkım yok. Ancak adalete yardımcı olmalarını tavsiye edebilirim” demekle yetindi.
HATALARDAN ÖĞRENECEĞİZ
Daha önce Giessen’deki Orta Hessen Emniyet Müdürü olarak görev yapan Frankfurt Emniyet Müdür Yardımcısı Christian Vögele de ‘şeffaf, açık ve halkın polisi’ olmayı hedeflediklerini söyledi. Vögele, polis içinde peş peşe sözü edilen skandalların çıkması üzerine Hessen Eyalet İçişleri Bakanı Peter Beuth tarafından görevlendirilen ‘Uzmanlar Komisyonu’nda yer almıştı. Polis teşkilatının imajını düzeltmek ve yaşanan skadallarla ilgili çözümler önermek üzere hem Emniyet hem de İstihbarat Teşkilatı’ndan ve sivil uzmanlardan oluşan komisyonun çalışması hakkında bilgi veren Vögele, “Hatalardan öğreneceğiz. Ayrıca kendimize, çalışmalarımıza başkalarının gözleriyle, onların gözlerini ödünç alarak bakacağız” dedi.
